Bölgesel Amatör Lig (BAL) 25. hafta karşılaşmasında tarihi bir zafer yaşandı. 12 Bingölspor, Batman Kayraspor’u 7-0’lık net bir skorla mağlup ederek sadece bir maçı değil, bir sezonu kazandı. Bu galibiyetle birlikte 3. Lig biletini cebine koyan Bingöl temsilcisi, aynı zamanda dünyada en az gol yiyen takım unvanının da sahibi oldu.
12 bin kişinin coşkusuyla adeta inleyen Bingöl Şehir Stadyumu, 1. dakikada kaptan Bilal Çebi’nin golüyle sarsıldı. Maç boyunca rakibine nefes aldırmayan 12 Bingölspor, 7 golle sezonun en flaş skoruna imza attı. Tribünlerde başlayan sevinç, tüm Bingöl sokaklarına taştı. Kent sabaha kadar ayaktaydı.
Özturan: Bu Şampiyonluk Birlikteliğin Eseridir
12 Bingölspor Başkanı Mehmet Emin Özturan, karşılaşma sonrası yaptığı açıklamada, “Bu sadece bir şampiyonluk değil, bir kenetlenmenin, bir kentin inancının, terinin ve duasının meyvesidir. Futbolcularımız yürek koydu, Bingöl halkı inandı. Ve sonunda dünya çapında bir başarıya imza attık: En az gol yiyen takım olduk. Şampiyonluğumuz herkese armağan olsun,” dedi.
Vali Usta: Şampiyonluk Soyunma Odasında Yaşanıyormuş
Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta da tarihi geceye tanıklık edenlerdendi. Sahada terleyen oyuncularla birlikte soyunma odasına inen Vali Usta, duygu dolu bir açıklamada bulundu:
“Ben de 12 Bingölspor’la ilk şampiyonluğumu yaşadım. Hep başkalarının şampiyonluk kutlamalarını televizyonlarda izlerdik. Ama geçen hafta o heyecana bizzat tanıklık ettik. Ter, forma ve çorap kokusunun içinde şampiyonluk bir başka kutlanıyormuş. Bu atmosferin bir parçası olmak tarifsiz bir duygu.”
Bir Takımın Ötesinde: 12 Bingölspor’un Serüveni
Sezona mütevazı bir kadro ve büyük bir inançla başlayan 12 Bingölspor, sadece saha içinde değil, saha dışında da örnek bir yapı kurdu. Savunma hattıyla Avrupa devlerine taş çıkartan takım, lig boyunca kalesini adeta gole kapadı. Bu performansla “dünyada en az gol yiyen takım” unvanını hak etti.
Bingöl, Şampiyonluğu Böyle Kutladı
Maç bitiminde şehirde başlayan kutlamalar gece yarılarını geçti. Marşlar, meşaleler, konvoylar ve gözyaşlarıyla taçlanan şampiyonluk, yalnızca futbolun değil; umut, sabır ve bağlılığın zaferiydi.